Usta sanatçı Edip Akbayram, 4 Ocak’ta sabah saatlerinde evinde düştükten sonra geçirdiği iç kanama nedeniyle Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılmıştı.
Yoğun bakımındaki tedavisi süren 75 yaşındaki Akbayram, 2 Mart saat 19.30 sıralarında organ yetmezliğinden hayatını kaybetti.
ÖLMEDEN ÖNCEKİ SON RÖPORTAJI
Yakınları ve sevenlerini hüzne boğan usta sanatçının, hayatını kaybetmeden önce Antalya’da verdiği röportaja ait görüntüler ortaya çıktı.
Edip Akbayram, son röportajını geçen yıl 19 Aralık’ta, Antalya’da belgesel film yönetmeni Serkan Koç’a verdi.
“BEN TOPLUMUN MELODİK SESİYİM”
Hayatının dönüm noktalarını ve anılarını anlatan Edip Akbayram, “Ben sıradan bir insan gibi yaşıyorum. Ben sanatçılığın üzerinde, toplumun melodik sesiyim. Sanatı toplum için yapıyor, yaşadığım toplumdaki kişilerin sorunlarını dile getiriyorum. Dünyanın en iyi şarkıcısı olun. Bir odanın içerisinde şarkı söylediğinizde bu bir yere gitmiyorsa buna sanat diyemezsiniz. Sanat paylaşmaktır, doğruluktur, güzelliktir, umuttur. Ben yıllardır bunu yapmaya çalışıyorum.” dedi.
“EZİLENLERİN SESİ OLACAĞIM”
Bütün şarkılarında ezilen insanların yanında olduğunu, şarkılarını onlara söylediğini aktaran Akbayram, “Emek en yüce değerdir. Emekçi eli öpülesi insandır. Sanatçı günlük hayattan beslenen insandır. Bazen bir sevgiyi paylaşır, öfkeyi dile getirir, bir nefreti şarkılarınızla anlatırsınız. Yaşadığımız toplumla yaşıyoruz. Yıllardır yaşadığım toplumda okuduğum şarkılarla işçilerin, emeklilerin, üniversite öğrencilerinin, atanamayan öğretmenlerin sesi olmaya gayret ettim. Etmeye devam edeceğim.” diye konuştu.
“DÜŞENE TEKME VURAN BİR TOPLUM HALİNE GELDİK”
Geçen yıl 8 ülkede konser verdiğini kaydeden Akbayram, “Gittiğim kentlerde izlediğim panoramada dünyanın kirlendiğini gördüm. Bu kirlilikten benim güzel ülkem de nasibini alıyor. Biz öyle bir toplumduk ki düşene elimizi uzatıp kaldırırdık. Şimdi düşene tekme vuran bir toplum haline geldik. Bu sadece kendi ülkem için değil, dünyada gelişen o kirlenmenin bir örneğidir.” dedi.
“CENNET GİBİ BİR ÜLKEDE YAŞIYORUZ”
İnsanın ruhsal durumu için doğanın önemli olduğunu kaydeden Akbayram, “Paris’teki bir otelin camından bakınca gri, puslu bir hava. Metronun önündeki insanların yüzlerinde bezginlik gibi görüntüler görüyorum. Londra’da aynı hava. Londra’da daha güneşli hava görmedim. Belçika öyle, Hollanda öyle. En sonunda ‘Ülkemin güneşine kurban olurum’ dedim. O duygular bana bunu söyletti. Cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz ama bu ülkeye ihanet ediyoruz.” diye konuştu.
Kaynak: www.ensonhaber.com