Konya’da yaşayan emekli öğretmen Sema Aydın, eşini trafik kazasında kaybetti.
Aynı kazada bacaklarına platin takılan Aydın, 1,5 yaşındaki oğlunu tek başına büyüttü.
Türkiye’nin çeşitli illerinde öğretmenlik yaptıktan sonra Konya’ya gelen Aydın, burada çok sevdiği mesleğinden emekli oldu.
Zamanının büyük bir kısmında çocuğuyla ilgilenen Aydın, bir gün çarşıya çıktığında aşevi önündeki kalabalığı fark etti.
“ÖLENE KADAR YAPMAK İSTİYORUM”
İçeri giren ve yemek yiyen Aydın, yemeği yapanlarla tanıştıktan sonra kendi de aşevinde çalışmaya başlayarak sabah erken saatlerden akşam geç saatlere kadar ihtiyaç sahiplerine yemek yapmaya başladı. Aydın, ölene kadar elleri yana yana ihtiyaç sahiplerine yemek yapmak istediğini ifade etti.
“ENGELLİ BİR İNSANIM AMA HAYATTAYIM”
Matematik öğretmeni olduğunu, çocuğunu tek başına büyüttüğünü anlatan Sema Aydın, “Çocuğuma baktım, çocuğumu evlendirdim. Bir oğlum var, babasız kaldı. Çocuğumu tek başıma büyüttüm, bir daha da evlenmedim zaten.
Çocuğumu kendim yetiştirdim, büyüttüm, evlendirdim. Şu anda da iki torunum var. Eşimle 2 buçuk yıl evli kaldım. Eşim trafik kazasında hayatını kaybetti. O kazada dizlerime platin takıldı. Engelli bir insanım ama yine de hayattayım.” dedi.
Aşevi ile tanışma hikayesini anlatan Aydın, “Konya’da biraz öğretmenlik hayatım oldu. Öğretmenlik yaptım ve daha sonrasında emekli oldum. Emekli olduktan sonra da Konya’ya kesin olarak yerleştim. Daha öncesinde sıkıntılarım vardı. Buraya ilk geldiğimde baktım insanlar toplanıyor. Dedim ki burada ne oluyor? Orada çalışanlar da burada yemek verildiğini söyledi. Karnım da acıkmıştı ben de girdim ve yedim. Bu yemeği yapanlar nasıl birileri tanımak istedim. Daha sonrasında da tanıştık.” şeklinde konuştu.
“SABAH HEMEN GELSELER, KARINLARINI DOYURSAM DİYORUM”
Son olarak Konya’nın Gülleri olarak bilinen meczuplar için kurulan ‘Gül Mutfağı’nda gönüllü aşçılık yapan Sema Aydın, sabahları erkenden aşevine geldiğini, akşam da geç saatlere kadar çalıştığını anlatarak, “Sabah aşevine geliyorum. Herkesten erken geliyorum. Kahvaltı hazırlıyorum, çayımı demliyorum daha sonrasında da yemeklerimi yapmaya başlıyorum. Gelenler bana soruyor ‘Abla biz kahvaltı yapmadık’ ben de hepsinin karnını doyurmaya çalışıyorum. Herkes yemekleri yerken çok mutlu oluyor. Onlar mutlu olunca da ben daha mutlu oluyorum. Buraya gelenleri tanıdıktan sonra hepsiyle konuşunca birer bebek gibi oluyor.
Bu yemeklerin çıkmasında yardımcı olan herkese Allah bin bereket versin. Ben çok onurlu ve gururluyum. Ellerim yana yana aş pişiyorum. Onlara sevgimi, saygımı, hizmetimi katıyorum. Akşam eve varınca hep düşünüyorum, sabah hemen gelseler de karınlarını doyursam diyorum.
Ömrümün sonuna kadar bütün gücümle buraya hizmet etmek istiyorum. İnsanlar mutu olsun, duyarlı olsun. Herkesi buraya çağırıyorum, mübarek Ramazan ayında onlar bizlere versin bizler de garibanlara dağıtalım. Allah kimseyi aç bırakmasın, dışarıda bırakmasın. Buraya gelenlerden dışarıda kalanlar da çok. Onlar buraya gelerek gündüzleri sandalyede uyuyorlar. Onları görünce içimdeki duygular ‘ev al, şunlara ver’ diyor ama kendi imkanım yok, elimden gelmiyor.” diye konuştu.
Kaynak: www.ensonhaber.com