Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı’na katıldı.
Coşkulu bir atmosferde geçen toplantıda katılımcılara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, birçok konuya değindi.
Erdoğan’ın esas gündemi ise TÜSİAD’ın açıklamalarıydı.
Cumhurbaşkanı, AK Parti öncesi eski Türkiye’yi hatırlatan, hükümeti hedef alan TÜSİAD’a sert sözlerle yüklendi.
“KONUŞAN TÜRKİYE AK PARTİ’NİN ESERİDİR”
TÜSİAD’ın haddini aştığını söyleyen Erdoğan konuya ilişkin şunları söyledi:
“TÜSİAD’ın haddi aşan ve buram buram provokasyon kokan açıklamalarına geçmeden önce şunu belirtmek istiyorum. Demokrasilerde hiç kimse eleştirilerden azade değildir.
Tutarlı, yapıcı olması halinde eleştirilere hiçbir zaman kulağımızı tıkamadık. Bugün konuşan Türkiye’den bahsediliyorsa mümkün hale getiren AK Parti’dir.
Yasakları kaldıran bizim iktidarımızdır. Terörü ve şiddeti övmediği müddetçe her türlü fikrin rahatça tartışılmasını biz sağladık. Bunları CHP’nin engellemelerine rağmen yaptık. Verdiğimiz mücadelenin en yakın şahidi milletimizdir.
Bizim muhatabımız kuklacılardır kuklalarla işimiz yok.
“2002 ÖNCESİNİN NEYE TEKABUL ETTİĞİNİ HATIRLIYORUZ”
TÜSİAD zihniyeti, siyasetin zayıf ve devletin onların tasallutu altında olduğu dönemlerin sembolüdür. Bu yapı kamunun kesesinden elde edilen haksız kazançlar ile büyümüş ve büyütülmüş iş adamları ie matuftur.
2002 öncesinde TÜSİAD zihniyetinin neye tekabul ettiğini hepimiz hatırlıyoruz.
Bakınız bunlar eski Türkiye’de sadece paraya hükmediliyorlardı. Aynı zamanda siyasi dizayn ediyorlardı. Gazete manşetleri vasıtasıyla iktidarlara ayar veriyorlardı. Biz işte buna dur dedik.
Milletin muazzez iradesinin üzerinde hiçbir güç tanımadık. Ekonomiyi rant ekonomisi olmaktan çıkardık.
Milletin kaynaklarını milletin kalkınması için kullandık.
“ÇÖKTÜ DEDİKLERİ GAZETE MANŞETLERİYLE SİYASETE AYAR VERME DÜZENLERİDİR”
Çöktü dedikleri yıllardır yıllardır tıkır tıkır işleyen rant düzenleridir. İmtiyazları üzerine inşa ettikleri ayrıcalıklı sistem çökmüştür. Siyasetçilere had bildirdikleri sistem çökmüştür. Paralarına para kattıkları sistem çökmüştür. Gazet manşetlerinden siyasete ayar verdikleri sistem çökmüştür.
“TÜRKİYE TAPULU MÜLKÜNÜZ, MİLLET PERSONELİNİZ DEĞİL”
Biz bu makamlarda olduğumuz sürece devletin kaynaklarının bir avuç ayrıcalıklıya akan eski sistemi geri getirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.
Türkiye sizin tapulu mülkünüz, millet sizin personeliniz, siyasetçiler de maaşlı elemanınız değildir.
Hukukun kapsama alanı dışında tutulduğunuz eski Türkiye’yi özlüyor da olabilirsiniz. Ama yeni Türkiye’de haddinizi bileceksiniz.”
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:
“MUHALEFET, BİZİM HIZIMIZI KESMEK İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPIYOR”
Grup toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum. En son grup toplantımızdan bu yana içeriden ve dışarıda önemli çalışmalarımız oldu. Ses getiren Asya seyahatimize geçmeden önce birkaç hususu dile getirmek istiyorum.
Ancak bu çatı altındaki hizmet mücadelemizde de Türkiye’deki çarpık muhalefet anlayışının tüm tezahürlerine tekrar tekrar şahit oluyoruz. Biz milletimize daha fazla hizmet üretmek için gecemizi gündüzümüze katarken muhalefet kanadı da bizi engellemek, bizi yavaşlatmak, bizim hızımızı kesmek için elinden geleni yapıyor.
Milletin verdiği yetkiyi hizmet için, sorun çözmek için değil tam tersine köstek olmak için kullanıyorlar. İnsanımız hizmet bekliyormuş, Türkiye’nin ihtiyacı varmış, bürokrasimiz sıkıntı yaşıyormuş, ülkemiz küresel yarışta geri kalıyormuş maalesef bunların hiçbiri muhalefetin umurunda bile değil.
“TÜRKİYE’DE MUHALEFET AÇIĞI VAR”
Ne dünyadan haberleri var ne de ülkenin meselelerini dert ediniyorlar. Değerli arkadaşlar Türkiye’de bir türlü kapanmayan muhalefet açığı vardır. Bu açığı günden güne daha da büyüdüğünü görüyoruz. Son 22 yılda tüm uğraşlarımıza rağmen bu açığın kapatılması noktasında arzu ettiğimiz netice ulaşamadık.
Muhalefet siyasi rekabeti siyasi husumete dönüştürme alışkanlığından bir türlü vazgeçmedi. Muhalefet yapıyoruz ambalajına sardıkları düşmanca eylemleriyle Türkiye’ye vakit kaybettirdiler. Telafisi mümkün olmayan zararlar verdiler. Gezi vandallığından FETÖ’’nün kumpasları ve darbe girişimlerine kadar demokrasimizi hedef alan tüm saldırıların hamileliğini üstlendiler.
“MUHAFELETTE GENEL BAŞKANLAR DEĞİŞTİ, ZİHNİYET DEĞİŞMEDİ”
Lütfen hafızanızı şöyle bir yoklayın. Biz adeta kelle koltukta FETÖ ile mücadele ederken bunlar örgütün şirketlerinin önünde nöbet tutuyor, biz Gezi olaylarında milli iradeyi savunurken bunlar sokakları ateşe veren çapulcuların avukatlığını yapıyordu.
Biz 15 Temmuz gecesi tanklara karşı milletimizle birlikte göğsümüzü siper ederken bunlar keyif kahvelerini yudumlayarak darbeyi seyrediyorlardı. Biz Suriye’den Gazi mazlumların haklarını savunurken bunlar siyasi ikballeri için zalimlere şirin gözükmeye çalışıyorlardı.
Dikkatinizi çekerim tüm bu süreçler boyunca muhalefette genel başkanlar değişti yönetim kadrosu değişti milletvekili sıralarında oturanlar değişti fakat kendi halkına yabancı zihniyette herhangi bir değişim yaşanmadı.
“ÖZGÜR ÖZEL KOLTUĞUN HAKKINI VEREMEDİ”
Yeni Genel Başkanla birlikte değişime dair umutlar ise yerini kısa sürede hayal kırıklığına bıraktı. CHP’de gelen gideni aratma geleneği Sayın Özel’le de bozulmadı. Sayın Özel söylemleri ile üslubu ile siyaset tarzıyla oturduğu koltuğun hakkını maalesef veremedi.
ÖZGÜR ÖZEL’İN ŞİİR OKUMASI
Bu partiye oy veren vatandaşlarımız adına doğrusu biz üzülüyoruz. Şimdi bakın değerli kardeşlerim biliyorsunuz, Sayın Özel son 3 haftadır marjinal sol örgütlerin sloganını meşrulaştırmak için kendini paraladı.
Adeta 40 dereden su getirdi. Grup kürsüsünde Almanca şiir okuma müsameresinden şahsımıza yönelik edepsizce hakaretlere kadar her türlü hünerini sergiledi. Peki Sonuçta ne oldu söyleyeyim “motor su kaynattı”.
Sayın Özel 85 milyona rezil rüsva oldu. Bize şiir bilmez derken, asıl cahilin, asıl şiir bilmezin, asıl kültür bilmezin kendisi olduğu ortaya çıktı.
Merhum Ziya Gökalp’in şiirini okuyup caka satmak isterken tam anlamıyla bir şiir katliamına imza attı.
“DEVLET BAHÇELİ’YE GEÇMİŞ OLSUN MESAJI
Sizlerden şu gerçeği bir an olsun aklınızdan çıkarmamanızı istirham ediyorum. Milletimiz sizleri buraya çalışmanız, üretmeniz, kendisi için gece gündüz demeden koşturmanız amacıyla göndermiştir.
Milli iradenin temsilcileri olarak şikayet etme gibi bir lüksümüz yoktur. Biz hizmet ve eser siyasetini temel ilke olarak benimsemiş bir kadroyuz. Bizim için asıl olan yarın bu ünvanlardan sıyrıldığımızda arkamızda hoş bir seda bırakmaktır.
Milletimizin hayır duasını almaktan hizmetlerimizle, gönlünü kazanmaktan daha büyük bir bahtiyarlık kaynağı tanımıyoruz.
Dolayısıyla muhalefet ne ile meşgul olursa olsun, biz işimize bakacağız. Daima hedeflerimize odaklanacağız. Muhalefetin engellemelerine yavaşlatma girişimlerine polemiklerine prim vermeden bu yüce çatı altında Türkiye’ye aşkla hizmet edeceğiz.
Para kulelerinin temsil ettiği mülevves anlayışın önce ana muhalefetten sonra da siyaset kurumundan sökülüp atılması şart.
Unutmayınız bize oy versin veya vermesin her bir vatandaşımızın emaneti bizlerin omuzlarındadır. Milletin emanetine hakkıyla sahip çıkan tüm milletvekillerimizi ayrı ayrı tebrik ediyorum. Cumhur İttifakı ortağımız Milliyetçi Hareket Partili arkadaşlarımıza da aynı şekilde teşekkür ediyor.
Rabbim dayanışmamızı daim eylesin diyorum. Bu vesileyle Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye bir kez daha Geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, İnşallah sağlığına kavuşmasından duyduğumuz memnuniyeti özellikle ifade ediyorum.
“LOKUM DEĞİL TOGG HEDİYE ETMEMİZ MUHALEFETİ RAHATSIZ ETMİŞ”
Muhalefetin gündemi ile bizim gündemimiz arasında devasa fark her gün gündeme geliyor. Bizim yaptıklarımıza onların hayalleri yetişemez. 3 ülkeyi kapsayan Asya seyahatimiz bunu gözler önüne serdi. Büyük devlet sadece lafla olunmaz. Büyük hayaller, hedefler belirlemek gerekir. Türk milletinin büyüklüğünü, çok yakından gördük. Türkiye dış politikada yepyeni bir başarı hikayesi yazmaya devam ediyor.
Seyahatimiz boyunca, büyük bir milletin mensubunu olmaktan gurur duydum. Malezya’da müstesna bir teveccühle karşılandık. İkili ve heyetler arası görüşmelerimizin ardından Türkiye-Malezya İş Formu’na katılarak ticaretimizi 10 milyar dolara çıkarma hedefini değerlendirdik. Ardından en kalabalık ülkelerden olan Endonezya’ya geçtik. Her üç ülkede Suriye ve Gazze başta olmak üzere görüşmelerimizde bölgesel meseleleri konuştuk.
Liderlere lokum yerine TOGG hediye etmemizin ülkemizdeki muhalefeti rahatsız ettiği görülüyor. Hele bir tanesinin cehaleti karşısında hayret etmemek elde değil. Küçümsediği ülke, dünyanın en büyük ekonomilerinin yer aldığı G20 ülkesi. Dış politikayı sadece batı ile ittifak kurmak olarak algılayan çapsızlara şunu söylüyorum bu iş irade ve ufuk meselesidir. Ufku dar olanlar bizi anlayamaz. Şarap tatmak veya parti düzenlemek için Avrupa’ya gidenlerin bizim politikamızı anlamalarını beklemiyoruz. Bizim için aslolan milletimizin ne söylediğidir.
Kaynak: www.ensonhaber.com