Fidan, 13 yaşındaki genç bir kızın en zorlu dönemini anlatıyor. Fidan’ın annesi ölüm döşeğinde. Kamyon şoförü babası, kendi kabuğuna çekiliyor.
Yaşlı büyükannesinin desteği ve küçük yaştaki erkek kardeşinin sorumluluğuyla günleri doldururken girdiği sınavda başarılı olması Fidan’ı, kalmak ve gitmek arasında bırakıyor.
Film, ilk bakışta kız çocuklarını okula göndermek için çekilmiş bir nevi sosyal sorumluluk projesine benziyor. Ayçıl Yeltan, filmi kamu spotundan uzaklaştırmak için senaryoda bazı dokunuşlar yapmış. Örneğin, her ne kadar filme adını veren başkarakter olsa da Fidan’ın sesini duymuyoruz filmde.
FIRTINALARIN SESSİZLİĞİ
Yaşadığı fırtınaları sessizliğiyle kapatan, mücadelesini içinde veren bir karakter yaratmış Yeltan. Ajitasyona kaçmamak için yokluk içinde değil, daha orta hallice bir aileyi merkeze almış. Bu ailede kadınlar ayakta durmak ve aileyi ayakta tutmak için çaba gösteriyor, dayanışıyor.
ÇARPICI BİR HİKAYE
Hedefi ve samimiyeti seyirciye de geçebilen bir film “Fidan” ama gidişata ivme kazandıramadığı, büyükanne hariç karakterlerinin duygu dünyalarını detaylandıramadığı için çarpıcı bir hikâyeye dönüşemiyor.
DOĞAL OYUNCULUK
Fidan’da ortalama bir rolle, hele ki güçlü rakipleri varken Antalya’da ödül alması, şaşırtmadı değil. Alican Yücesoy’un babayı canlandırdığı filmde iki oyuncu öne çıkıyor. İlki, tabii ki usta isim Göksel Kortay. Onu perdede izlemek büyük şans. Fidan’ı canlandıran Leyla Smyrna Cabas ise ilk sinema deneyiminde duru ve doğal bir oyunculuk sergilemiş.
Ergül Tosun
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Kaynak: www.ensonhaber.com