17 yaşındaki Trabzonlu lise öğrencisi Yavuz Selim Durmuş’un geçmişine duygu merak ve ilgi, herkesin özendiği bir dedektiflik hikayesine döndü.
Ertuğrul Fırkateyni’nin 1887’de Japon İmparatoru Meiji’nin Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid’e gönderdiği hediyelere karşılık olarak bir dostluk heyeti ve hediyelerle Japonya’ya gitmek üzere görevlendirilmiş ancak İstanbul’a dönüş yolunda korkunç bir olay yaşanmıştı.
16 Eylül 1890’da okyanusta fırtınaya yakalanan fırkateyn, Japonya’nın Kushimoto açıklarında kayalıklara çarparak batmış, yaklaşık 600 mürettebattan yalnızca 69 kişi kurtulabilmişti.
ŞEHİT AKRABASININ HİKAYESİNDEN ETKİLENDİ
Bu deniz kazasında ölenlerden biri de Trabzon’un Tonya ilçesinden olan Mehmet oğlu Abdullah Kuzoğlu’ydu.
Trabzon’un Ortahisar ilçesinde yaşayan 17 yaşındaki genç, Tonya ilçesinden Osmanlı Donanması’nda görev yapan ataları Mehmet oğlu Abdullah Kuzoğlu’nun hikayesini büyüklerinden öğrendi ve onun hikayesine derin bir ilgi duydu.
Bu ilginini peşini bırakmayan genç, kendisi içim imkanlar yaratarak Japonya’ya gitti ve şehit askerler için yapılan anıtı buldu.
“3 YILDA KENDİ BAŞIMA JAPONCA ÖĞRENDİM”
Durmuş, her şeyin bir çocukluk hayali ile başladığını belirterek “Tonya’dan yalnızca bir kişi bu sefere katılmış. Dedelerimin, atalarımın kim olduğunu öğrenmek istiyordum. Küçüklüğümden beri hep Japonya’ya gidip kabrinde dua okumak, ona teşekkür etmek istedim.
Lise yıllarımın başlarında kendi kendime bu hayalle Japonca öğrenmeye başladım. 3 yılın sonunda Japonca’yı kendi kendime uğraşarak hiçbir kursa gitmeden bilgisayarlardan, kitaplardan, sözlüklerden öğrenmeyi başardım.” dedi.
“ŞEHİTLERİMİZİN ANITINDA YASİN-İ ŞERİF OKUDUM”
Japon hükümetinin her yıl 100 yabancı öğrenciye burs verdiğini belirten Durmuş, “Her sene dünyanın dört bir tarafından özellikle Asya ve G7 ülkeleri içerisinden100 öğrenci Japonya devleti tarafından verilen Asia Kakehashi Bursu sayesinde Japonya’da liselerde eğitim görme hakkı kazanıyor. Ben de bu programın sınavına girdim ardından mülakatların hepsinden başarı ile geçtim.
Türkiye’de çok kısıtlı kontenjan olmasına rağmen Japonya’ya gitmeyi başardım. Ardından da şans eseri Ertuğrul Fırkateyni’nin battığı Kushimoto’nun bağlı olduğu Wakayama eyaletine gönderildim. 4 ay boyunca orada yaşadım. Orada arşivleri araştırırken dedelerimizin, atalarımızın mezarının olduğu yeri buldum. Deniz kazasında şehit olan Osmanlı askerleri için yapılan anıtın başında Yasin-i Şerif okudum.” diye konuştu.
KENDİ KENDİNE ÖĞRENDİ VE GELİŞTİRDİ
Japoncayı 3 yılda üst seviyeye kadar getirdiğini kaydeden Durmuş, “Japoncayı lise yıllarının başından beri üç yılda belli bir seviyeye getirmeyi başardım. Sonrasında Japonya’ya gittiğimde de sürekli olarak çevremdeki insanlara sorular sorarak onlarla konuşmaya çalışarak Japoncamı en üst seviyeyi geçebilecek seviyeye getirdim.
Orada çok insanla tanıştım. İlk önce Tokyo’ya gitmiştim. Oradan daha sonra kalacağımız yere dağıldık. Japoncayı tek başıma öğrendiğim için en yaygın lehçe olan Tokyo lehçesi üzerinden öğrendim. Gönderildiğim bölgede ise karışım lehçeler kullanılıyordu. İlk gittim yerde ufak bir iletişim problemi yaşadım, insanlarla nasıl iletişim kuracağım nasıl konuşacağım diye çok korkmuştum. Daha sonra konuşa konuşa onlar bana telaffuzları öğretti.
Ben de sürekli onların söylediklerini tekrar etmeye çalıştım. Zaten Türkiye’de kelime ezberini yapmıştım. Sadece telaffuzlarda problemler yaşıyordum bunu da Japonya’ya giderek aştım. Japonya’da girdiğim sınavlarda belgemi aldım. 4 aylık bursun sonunda tekrar Trabzon’a döndüm. Şu anda Japonya’daki sınavlar için çalışıyorum. Tekrardan Japonya’da eğitim görmek istiyorum. Trabzon’da maalesef Japonca eğitim veren herhangi bir kurs ya da bir hoca bulunmadığından dolayı her şeyi kendi başıma öğreniyorum.” şeklinde konuştu.
Kaynak: www.ensonhaber.com