Safranbolu’da işitme engelli bir anne ve babanın ilk çocuğu olarak dünyaya gelen Sibel Kaya, işitme engelli bir ailede büyüdüğü için hayatının ilk yıllarında kendini yalnızca işaret diliyle ifade etmeyi öğrendi.
Henüz 6 yaşındayken doktora götürülen Sibel, duyma problemi olmayabileceği yönünde bir değerlendirme aldı. Ancak, anne ile doktor arasındaki iletişim eksikliği nedeniyle bu durum netlik kazanmadı. Aile, küçük bir kasabada yaşadığı için işitme engelli bireylerle iletişim dışında bir imkan bulamamıştı. Sibel’in aslında duyabildiği, 9 yaşında Adana’da anneannesini ziyaret ettiğinde ortaya çıktı.
Anneanne, Sibel’in seslere tepki verdiğini fark etti ve bunun üzerine yapılan testler sonucunda Kaya’nın duyma yetisine sahip olduğu anlaşıldı. Anneannenin yanında yaşamaya başlayan Sibel, konuşma becerisi geliştirmek için yoğun bir çaba harcadı. 12 yaşına geldiğinde, akıcı bir şekilde kendini ifade edebilmeyi başardı. Ancak, 13 yaşında evde geçirdiği talihsiz bir kaza sonrası işitme yetisi kısmen zayıfladı ve o günden sonra işitme cihazı kullanmaya başladı.
İŞARET DİLİNE 230 YENİ KELİME KAZANDIRDI
Sibel Kaya, kendi deneyimlerinden yola çıkarak Türkçede birçok kelimenin işaret dilinde karşılığı olmadığını fark etti. Bu eksikliği gidermek için harekete geçen Kaya, işaret dilini zenginleştirme hedefiyle “Hadi İşaret” adını verdiği sosyal girişim projesini hayata geçirdi. Bu girişimle işitme engelli bireylerin kullanımına 230 yeni işaret kazandırdı. İlk etapta sanat terimlerine odaklanan Sibel, sağlık, politika, teknoloji ve diğer alanlarda yeni işaretler geliştirmeyi kendine hedef belirledi.
Gösterdiği bu çaba ve başarıyla “Sabancı Vakfı 15. Sezon Fark Yaratanları” arasında yer almayı başaran Kaya, “Hadi İşaret” projesinin detaylarını ve gelecekteki hedeflerini paylaşarak, bu alandaki çalışmalarını genişletmek için kararlılıkla ilerliyor.
DİL BARİYERİNİ AŞMAK İÇİN “HADİ İŞARET” PROJESİ
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde grafik tasarımı eğitimi alan ve şu anda özel bir bankada kariyerine devam eden Sibel Kaya, sessiz bir dünyada işaret diliyle şekillenen çocukluk anılarını paylaştı.
Çocukluk yıllarına dair ilginç bir anısını anlatan Kaya, annesiyle parka gittiği bir gün diğer çocukların yalnızca dudak hareketleriyle iletişim kurduğunu fark ettiğini belirtti. Bu durumu anlamlandıramayan küçük Sibel, şaşkınlıkla annesine “Onlar engelli mi? Ellerini ve kollarını neden kullanmıyorlar?” gibi sorular sorduğunu ifade etti.
Kaya, ailesinin yeni kelimeler öğrenmeye ve anlamaya olan merakını ise şu sözlerle dile getirdi:
Annem sık sık ‘Sibel, hadi bu kelimenin işaret dilinde karşılığını göster’ derdi. Ancak bazı kelimelerin işaret dilinde karşılığı olmadığını fark ederdim. Örneğin, ‘inovasyon’ gibi bir kelimeyi ifade etmek için yaklaşık 10 farklı işaret gerekiyordu. Bu dil engelini görünce, işaret dili ile konuşulan dil arasında bir köprü kurmak için ‘Hadi İşaret’ projesine başladık.
Türkçede 600 binden fazla kelime bulunurken, işaret dilinde yalnızca 2 bin 600 kelimenin yer aldığını belirten Kaya, bu büyük boşluğun sağır bireylerin kendilerini ifade etmesini ve yazılı kaynakları anlamasını zorlaştırdığını vurguladı. Kaya, bu durumu şu sözlerle açıkladı:
Türkiye’de yaklaşık 3 milyon sağır birey yaşıyor ve bu topluluğun okuma yazma oranı ne yazık ki oldukça düşük. İşaret dilindeki eksiklikler, gazetelerdeki haberleri, kitapları ya da diğer yazılı kaynakları anlamalarını güçleştiriyor. Hadi İşaret’in temel amacı, işaret dilini zenginleştirerek bu bariyerleri aşmak ve sağır bireylerin hem kendi dünyalarını hem de çevrelerini daha iyi anlamalarını sağlamak.
Kaya’nın, kelimelerle dolu bir dünyaya işaret diliyle yeni kapılar açma çabası, bu sosyal girişimin arkasındaki güçlü motivasyonu gözler önüne seriyor.
“SANAT SÖZLÜĞÜ OLUŞTURDUK”
Sibel Kaya, Hadi İşaret ve Bongo Art Project’in liderliğinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ortaklığıyla gerçekleştirilen projeyle, işitme engelliler için sanatın daha erişilebilir hale getirilmesini amaçlayan önemli bir adım atıldığını vurguladı. Bu çaba kapsamında, işitme engelli bireylerin sanatı daha derinlemesine anlayıp yorumlayabilmesi için 230 yeni işareti içeren kapsamlı bir sanat sözlüğü hazırlandı.
Sanatın, sağır bireylerin hayatında daha etkin bir yer edinmesi için çalıştıklarını belirten Kaya, şunları söyledi:
Sağır ressamlar, dilbilimciler ve sanatçılarla bir araya gelerek işaret diline yeni terimler kazandırıyoruz. Bu çalışmalarla, sağır bireylerin ifade gücünü artırmayı ve onların sanatı daha iyi anlamalarını sağlamayı hedefliyoruz. Bu sadece sanatla sınırlı değil; her alanda kendilerini özgürce ifade edebilmelerine katkı sunuyoruz.
Kaya, bu çalışmaların yalnızca sanatla sınırlı kalmadığını, sağlık, bilim, politika ve teknoloji gibi farklı tematik alanlarda da işaret dilini zenginleştirmeyi amaçladıklarını dile getirdi. İşaret dilindeki gelişimin, işitme engelli bireylerin toplumsal hayata daha etkin bir şekilde katılmalarını sağladığını ifade eden Kaya, bu çabaların sosyal entegrasyon açısından önemine dikkat çekti.
“ANNEM, ARTIK ‘ARMONİ’ KELİMESİNİ ÖĞRENDİ”
Çevresinde gözlemlediği olumlu değişimlere değinen Kaya, projelerin sağır bireylerin günlük yaşamlarına nasıl katkı sunduğunu şu sözlerle anlattı:
Annem artık ‘armoni’ kelimesini öğrenmiş durumda ve bir tabloyu değerlendirirken ‘Bu tabloda sıcak renkler tam bir armoni içinde’ diyebiliyor. Sağır ressam bir arkadaşım ise bana, ‘Eskiden bir kavramı anlatabilmek için bin dereden su getiriyordum. Şimdi, yeni işaretler sayesinde kendimi çok daha net ifade edebiliyorum’ dedi. Örneğin, inovasyon gibi kavramları açıklamak için onlarca işaret kullanmak yerine, artık bu kelimeleri daha yalın ve etkili bir şekilde ifade etmek mümkün.
Karmaşık kavramların eksik ya da yanlış aktarılmasının, iş hayatından eğitime ve sosyal yaşama kadar pek çok alanda iletişim sorunlarına yol açabildiğini belirten Kaya, en büyük hedefinin, sağır bireylerin her alanda eşit fırsatlara sahip olduğu, kapsayıcı bir toplumun inşasına katkı sağlamak olduğunu ifade etti. Kaya, “Hadi İşaret” gibi projelerin, bu hayali gerçeğe dönüştürmek için bir başlangıç olduğunu söyledi.
Kaynak: www.ensonhaber.com