Otonom yani sürücüsüz araçlar, bilim kurgu filmlerinden çıkıp günlük hayatımıza girmeye hazırlanan teknolojilerden biri hâlinde. Ancak bu araçların sokaklarda yaygın bir şekilde kullanılabilmesi için aşılması gereken birçok engel var.
Arkamıza yaslanıp hedefimize ulaşana kadar her şeyi arabaya bırakabileceğimiz bu teknoloji maalesef ki günümüz şartlarına pek uygun değil.
Tabii ki teknolojinin hızına dur diyemiyoruz ancak onları yollarda daha çok görmemiz için aşılması gereken bazı sorunlar var.
Teknolojik engeller
Otonom araçların güvenilir ve sorunsuz bir şekilde çalışabilmesi için daha da gelişmiş yapay zekâ sistemlerine ihtiyaç var. Sistemlerin, karmaşık şehir ortamlarında insan sürücülerin karşılaştığı her durumu doğru bir şekilde algılayıp tepki verebilmesi gerekiyor.
Ancak mevcut teknolojiler, bu seviyeye ulaşmakta hâlâ bazı zorluklar yaşıyor. Kötü hava koşulları, inşaat alanları veya ani yol değişiklikleri gibi durumlar -ki bunlar özellikle bizim ülkemizde olmazsa olmazlar- otonom araçların algılama ve karar verme süreçlerini zorlaştırıyor. Bu yüzden de otonom sistemlerin daha fazla veri ile eğitilmesi ve test edilmesi gerekiyor.
Hukuki ve düzenleyici engeller
Sürücüsüz araçların yasal olarak yollarda kullanılabilmesi için kapsamlı düzenlemelere de ihtiyaç var. Mevcut trafik yasaları, büyük ölçüde insan sürücüler üzerine kurulmuş durumda ve otonom araçların entegrasyonu için bu yasaların güncellenmesi gerekiyor.
Otonom araçların karıştığı kazalarda sorumluluğun kimde olacağı gibi konuların da netleştirilmesi gerekli. Hukuki düzenlemeler yapılmadan maalesef bu araçların yaygınlaşması mümkün gözükmüyor.
Güvenlik ve etik sorunlar
Otonom araçların güvenliği, bu teknolojinin en çok tartışılan konularından biri durumunda. Her ne kadar sürücüsüz araçlar insan hatasını minimuma indirgemeyi hedeflese de sistem hataları veya siber saldırılar gibi riskler mevcut.
Bu yüzden, araçların güvenliğinin sağlanması ve etik kuralların belirlenmesi kritik öneme sahip. Özellikle, olası kazalarda araçların nasıl tepki vereceği ve bu tepkilerin etik açıdan nasıl değerlendirileceği konusu, toplumda geniş tartışma konusu.
Altyapı ve şehir planlaması
Araçların sorunsuz bir şekilde çalışabilmesi için şehir altyapısının da bu teknolojilere uygun hâle getirilmesi gerekiyor. Bu da akıllı trafik sinyalizasyon sistemleri, özel otonom araç şeritleri ve gelişmiş iletişim ağları gibi unsurları içeriyor.
Sosyal adalet ve eşitlik
Teknoloji, altyapı derken aslında ele alınması gereken bir konu daha var, o da sosyal adaletin bozulacağı. Sürücüsüz araçların oldukça pahalı olması zenginlere fayda sağlayacakken düşük gelirli insanlar için daha fazla yük yaratacak. Bu aynı zamanda düşük gelirli insanların trafik cezalarını da üstlenmesi demek.
Bunun yanı sıra otonom aracı olanlar işe gelip giderken bile çalışma fırsatı bulacak. E-postalara cevap verecek, toplantı taslağını hazırlayacak, kısacası iş hayatına kesintisiz cevap verecek. Hâl böyle olunca da otonom aracı olmayanlar, istihdam söz konusu olduğunda dezavantajlı duruma düşecek.
Ele aldığımız bu sorunlara bakınca otonom araçlar her ne kadar geleceğin ulaşım sistemlerinde devrim yaratma potansiyeline sahip olsalar da çözülmesi gereken daha çok sorun var. Ancak tüm bu sorunlar aşılırsa ve onları daha fazla yollarda görürsek hayatımızın kökten değişeceği de kesin.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:
İLGİLİ HABER
Bazılarının İçinde ‘Uyuyarak’ Seyahat Ettiği Sürücüsüz Araçlar Ne Kadar Güvenilir?
İLGİLİ HABER
Türkiye’de Yollar Otonom Araçlar İçin Uygun mu?
İLGİLİ HABER
Otonom Araçların Gelecekte Hayatımızı Kökten Değiştirecek 5 Faydası
İLGİLİ HABER
Hackerların, Otonom Araçları Kullanarak “Gerçek” Trafik Yaratacağı Düşünülüyor
Kaynak: www.webtekno.com