İsviçre, dünyanın dört bir yanından milyarderleri kendine çeken benzersiz bir ülke. Her 80.000 kişi başına 1 milyarder düşen ülke, ultra zengin kişileri kendine çekmeyi nasıl başarıyor ve milyarder cenneti olmasının arkasındaki sırlar nelerdir?
İsviçre, sadece doğal güzellikleriyle değil aynı zamanda dünyanın en zengin insanlarını barındırmasıyla da ünlü. Ülkenin milyarder yoğunluğu, Lüksemburg ve Hong Kong’un ardından dünyada üçüncü sırada yer alıyor.
Ülkenin en zengin sakinleri arasında dünya çapında tanınan markaların sahipleri ve büyük sanayi şirketlerinin kurucuları bulunuyor.
Chanel’in ortak sahibi Gerard Wertheimer, IKEA’nın yaratıcısı Ingvar Kamprad’ın varisleri ve yerli sağlık devi Roche’un kurucuları da İsviçre’nin önde gelen zengin isimlerinden.
İsviçre, biliyorsunuz ki siyasi tarafsızlık konusunda güçlü bir üne sahip ve kendileri siyasi açıdan en istikrarlı ülkelerden biri olarak kabul edilmekte. Yani varlıklı bireylerin, ani liderlik ve politika değişikliklerine karşı güvende olacağı anlamına geliyor diyebiliriz.
Ülke, hem şirketler hem de bireyler için düşük oranlara sahip cazip vergi sisteminden yararlanmakta ve İsviçre’ye diğer yerlere karşı rekabet avantajı sağlamakta.
Vergi konusu, zenginlik denkleminin bir parçası ve çok zengin kişilerin sahip olma eğiliminde olduğu gelir biçimi, tahmin edersiniz ki emek geliri değil. Gelirlerinin çoğu ya sermaye geliri ya da sahip oldukları şirketlerden elde edilen sermaye kazançları.
İsviçre’de bu tür zengin kişiler için finansal varlıklar üzerinde sermaye kazancı vergisi bulunmuyor.
Bu da İsviçrelilerin, değeri artan bir varlığı satarken elde ettikleri kâr üzerinden vergilendirilmedikleri anlamına geliyor.
Sermaye kazancı vergisi olmasa da İsviçre, varlık vergisi olan birkaç Avrupa ülkesinden biri. Ancak bu vergi, bir bireyin net servetinin %0,1 ila %1,1’i gibi nispeten düşük seviyede belirlenmiş.
Ülkenin para birimi son yıllarda istikrarlı şekilde güçlendi ve Euro ile pariteye ulaştı.
Yani İsviçre’de para biriminin büyük ölçüde değer kaybetmesinden korkmanıza gerek yok demek. Tabii bu etmen; siyasi istikrar, güçlü yasal ve kurumsal yapı ile ilgili. Ülke aynı zamanda dünya standartlarında finansal hizmetler, ilaç ve kimya sektörleri ile önde gelen iş merkezi olarak kabul ediliyor.
Ülkenin, Davos’ta her yıl düzenlenen ve küresel endüstri liderlerini bir araya getiren Dünya Ekonomik Forumu gibi önemli iş kurumlarına da ev sahipliği yaptığını hatırlatalım.
İsviçre’nin bankacılık sektörü ve anonimliğin hâkim olduğu yer olarak üne sahip olduğunu da unutmamak lazım. Bu da İsviçre’yi varlıklı kişilerin nakit paralarını saklayabilecekleri ve potansiyel olarak vergiden kaçınabilecekleri cazip mekân hâline getiriyor.
Nitekim pek çok kez haberlerde ve sosyal medyada, geliri yüksek kişilerin paralarını İsviçre’ye yatırdıklarını duymuştuk. Peki ya siz milyarder olsaydınız, paranızı saklamak için nereyi tercih ederdiniz?
Sektörel içeriklere ilginiz varsa sizi aşağıya alabiliriz:
İLGİLİ HABER
Yahudiler, Çocukken Öğrendikleri Para Biriktirme Sistemi Sayesinde Dünya Ekonomisine Hükmetmeyi Nasıl Başardı?
İLGİLİ HABER
Dünyanın En Büyük Ekonomisine Sahip Olmasına Rağmen Amerika’da Neden Bu Kadar Çok Evsiz İnsan Var?
İLGİLİ HABER
Kuveyt Dinarı Neden Dünyanın En Değerli Para Birimi? (1 Dinar = 90 TL)
İLGİLİ HABER
Dünyanın En Zenginleri Listesinde İlk 5’e Bile Giremeyen Bill Gates, Warren Buffett’ı Dinlemese Açık Ara 1. Olabilirdi! Peki Neydi Bu Tavsiye?
İLGİLİ HABER
Çin’de Su Satarak Köşeyi Döndükten Sonra İşi Büyütüp Asya’nın En Zengini Olan Adam: Zhong Shanshan
Kaynak: www.webtekno.com