Nadir görüldüğü söylenen, hakkında çok fazla bilimsel araştırma yapılmamış ancak örneklerini pek çok yerde görebildiğimiz teratophilia isimli bir cinsel terim var. Tanımladığı durum ise ‘canavarımsı bedenlere’ duyulan cinsel istek…
Cinsel fetişler ve fanteziler, kişilik üzerindeki etkileri, davranışlara yansıma şekilleri ve olası nedenlerinin anlaşılabilmesi sebebiyle sık sık psikoloji biliminin konusu oluyor. Anormal bazı cinsel istek ve fantezileri ifade eden bir terim bile var; parafili.
Cansız varlıklara, hayvanlara ya da ölülere cinsel çekim duymak gibi pek çok anormal cinsel isteği kapsayan parafilinin içine dahil edilen bir başlık da teratophilia. Teratophilia, tanımını okuyunca şaşırtıyor, örneklerini görmek ise çok daha vurucu.
Önce iyice anlayalım, nedir teratophilia?
Teratophilia’nın tanımı ‘canavarımsı bedenlere’ cinsel istek beslemek, ‘canavarımsı bedenlere sahip olanları’ çekici bulmak. Ayrıca bu tanıma kimi kaynaklarda ‘deforme olmuş insan vücudu’ da ekleniyor. Ancak burada önemli nokta ise ‘canavar’ ve deforme olmuş insan vücudu tanımını iyi yapabilmek.
Örneğin deniz kızları da, vampirler de, kurt adamlar da birer canavar. Ancak aynı zamanda yine bir deniz kızının vücuduna deforme olmuş bir insan vücudu demek de mümkün. Burada bahsi geçen bir hastalık ya da sakatlık sonucu deforme olan vücuttan çok, bir şekilde bozulmaya uğramış ve artık ‘normal insan vücudu’ gibi görünmeyen vücutlar. Temelde ise ‘normal’ görünmeyen ‘anormal olan’ ‘insanın fiziksel ve psikolojik tanımlarından uzak olan’ karakterlere ilgi duymak olarak tanımlayabileceğimiz bir hâl alıyor.
Ancak henüz kavram bilimsel olarak fazla araştırma ile net tanımlarla açıklanamadığı ve klinik olarak fazla incelenmediği için, çizgilerini çizmek de tam olarak mümkün değil. Bu sebeple deforme olmuş vücut kısmından ziyade, öne çıkan ve ağırlıkta olan ‘canavarlara’ ilgi duymak kısmına göz atacağız.
Teratophilia, psikolojinin üzerinde çok durmadığı bir konu olmuş, ancak edebiyatta da sinema ve dizilerde de sık sık karşımıza çıkıyor
Teratophilia hakkında yürütülmüş bilimsel araştırma sayısı oldukça az. Dolayısıyla bir insanın neden ‘canavarımsı bedenlere’ ilgi duyduğu konusu tam olarak açıklığa kavuşturulamamış.
Fakat şöyle bir dönüp baktığımızda, bu algının belki de yüzlerce yıldır insan hayatında mitlerle, hikayelerle var olduğunu görüyoruz.
Hem insan hem de herhangi bir yaratık ya da hayvan formuna girebilen canlılarla yaşanan aşk, tarih boyunca pek çok kültürün anlatılarında yer aldı. Yunan mitolojisinden kuzey mitolojilerine, orta çağ hikayelerinden modern dizi ve filmlere her yerde bu motifleri gördük.
Örneğin deniz kızları, erkekler için cazibesine karşı konulmaz dişilerdi, Alacakaranlık’ta Bella’nın önce bir vampire sonra bir kurt adama nasıl aşık olduğunu da izledik. Bunlar ‘insan formunda’ canavarlar oldukları için olsa gerek, bize çok da garip gelmemişti.
Ya da, yerel halk hikayelerini düşünebilirsiniz… Türlü yaratıkların etkisi altına girip ‘cazibeleriyle’ büyülenip ‘yasak ilişkiler yaşayan’ kişiler, hatta onlardan doğan bebekler. Uzaylılara duyulan ilgi, sayısız uzaylı erotizmi içeren hikaye…
Aslında edebiyatta, anlatılan hikayelerde ya da film ve dizilerde bu ‘canavarlar’ birer temsil
Şimdiye kadar bahsettiğimiz tüm ‘canavarların’ birer kurgusal karakter olduğunu fark etmişsinizdir. İşin biraz derinine inip deniz kızlarının, vampirlerin ya da yarı hayvan yarı insan mitolojik yaratıkların hikayelerine, neyi temsil ettiklerine baktığımızda, sayısız çözümleme görebiliriz.
Psikolojik ve felsefi olarak konumlandırıldıkları yerler, bize insan psikolojisi ve hatta toplumsal psikoloji hakkında pek çok şey söyler. Fakat ne yazık ki, daha önce de belirttiğimiz gibi teratophilia henüz psikolojinin üzerine çok eğilmediği bir durum olduğundan, bu türden ‘canavarlara’ ilgi duyan kişileri bu duruma sevk eden şeyin ne olduğu tam olarak açıklanmamış.
Bu konudaki bazı ‘böyle olabilir’ denilen düşünceler tabii ki mevcut. Bunlardan biri, kişilerin korku ve acıma duygusunu kontrol edemeyip bunu bir çekimle ve arzuyla karıştırması olarak açıklanıyor.
Ayrıca yoğun şekilde aldatılma, terk edilme, yalnız kalma korkuları duymak ya da aşağılık kompleksine sahip olmak gibi bazı durumların da kişiyi ‘yetersiz hissetmeyeceği’ bir partner arayışına itiyor olabileceği düşünülüyor.
Son dönemlerde medyada daha sık bu tür ‘ilişkilerin’ aktarılması sonrası konuya yönelik artan ilgi, bilim insanlarının da ilgisini çekmeye başlamış durumda. Gelecekte durumun yaygınlığı, nedenleri ve kişilerin psikolojileri ile hayatlarına etkileri gibi konularda daha fazla araştırma yapılması bekleniyor.
Kaynak: www.webtekno.com