Ahu Tuğba’nın kızı Anjelik Calvin, “İnşallah çok yaşamam, anneme kavuşurum” diyerek gözyaşlarına boğuldu.
DHA
Amerika’da yaşadığı evinde 1 Eylül’de hayatını kaybeden Ahu Tuğba’nın cenazesi Türkiye’ye getirildi.
KOAH hastalığı nedeniyle hayatını kaybeden Tuğba’nın cenazesi, saat 16:10’da İstanbul Havalimanı’na indi.
Tuğba’nın cenazesi bugün düzenlenecek olan törenle, son yolculuğuna uğurlanacak.
Cenazeyi getiren kızı Anjelik Calvin ise gazetecilere yaptığı konuşma sırasında gözyaşlarına hakim olamadı.
“ALLAH’IN İZNİ İLE GETİRDİK”
Calvin, “Annemi ansızın kaybettiğim için sayın gazeteci büyüklerim Selçuk Akdağ ve Nurettin Soydan abilerime ulaşarak cenazeyi getirtebildim. Sayın bakanım Mevlüt Çavuşoğlu’na çok teşekkür ediyorum.
Cemil Kalyoncu’ya onlarda yardımcı oldular keza annemin kendi ekmeği ile de bir miktar ödeme yapıldı.
Getirdik işte Allah’ın izni ile, yarın Teşvikiye’de öğle namazında herkesi bekliyorum. İleri derecede KOAH çünkü çok sigara kullanımına bağlı bir problemi vardı zaten, içkisi kumarı yok. Başka kötü bir alışkanlığı yok.” dedi.
“MİGREN İLACINDAN ŞÜPHELENİYORUM”
Ahu Anjelik, “Ben dedim ki annemin gözü kötüydü. Evladı olarak ağzından mı kan geldi? Gözü mü aktı? Ne oldu? Bu kıza ben üstüne vardım olayın, senatörlere şikayet edince öyle zar zor otopsi aldırdık. Ben hala şüpheleniyorum çünkü annemin yastığında bir miktar kan vardı. 9-10 gün uyumayan bir kız çocuğu düşünün; ateşlendi ve bir anda soğuktu, buz gibiydi.
Ben annecim, hadi ateşin düştü. Alnını öptüm, uyumaya gittim. Ben ne olduğunu düşünüyorum, ben herhalde migren ilacının bir tesiri olduğunu düşünüyorum. Migren, aç karnına ateş düşürücü. Migren ilacı da, üzerinde yazıyor birden fazla alınca kanamaya sebebiyet verir diye. Migren ilacından şüpheleniyorum” diye konuştu.
“VİCDAN AZABI ÇEKİYORUM”
Calvin, “Şaka gibi; biz Türkler zehirlenince yoğurt yeriz, yoğurt istedi benden, anne olarak dua etti. Öyle yattım ben. İlgi istiyorum dedi. Bebek gibi keşke burada vefat etseydi. O hissetti. Dedi kızım ben ölürsem beni Türkiye’ye göm dedi. Beni burada bırakma dedi bana, hissetti bana yavrum ben öleceğim galiba dedi. Ben; anne ne biçim konuşuyorsun, hastaneye gidelim. Benim basiretim bağlandı.
Vicdan azabı çekiyorum. Bunu da herkes bilsin. Ben nasıl onu dinledim de, hastaneye götürmedim. Bir gece evveli, onun tişörtünü giyiyorum zaten. Bir gece evveli anneme dedim ki; anne hadi kalk gidelim, solüsyon makinesi yetmiyor, hastaneye götüreyim seni, ‘hayır dedi Anjelik, ben gayet iyiyim’ uyuya kaldı.
Benim annem hiç öyle kimsenin yanında uyumaz. Hakan abimiz vardı. Uyuyor sanıyorum melek gibi, hiç algılayamadım. Sonra artık ben tabii duramıyorum şüphelendim akşam olunca içim içimi yiyor. Bir baktım annemde tık yok. Kaldırdığım zaman, artık ceset. Allah almıştı onu. Korkunç bir şey Rabbim onu düşmanımın başına vermesin” diye annesinin son anlarını anlattı.
“CENAZEYİ GETİRMEK 10 BİN DOLARI GEÇTİ”
Calvin, “Sadece cenazeyi taşıması 10 bin doların üstünde tuttu bunlar morg paraları dahil değil. Böyle şeyler hiç önemli değil ölümlü dünya. 1 lira 2 lira olur. Önemli olan biz Allah katında onu toprağa verelim rabbim bizi affetsin” şeklinde konuştu.
Annesinin cenazesini teslim almayı bekleyen Anjelik Calvin, “Onu çok seviyorum. İnşallah, çok yaşamam da ona kavuşurum. Allah naim cennetini nasip etsin. Ufacık çocuktum bana Allah’ı, Kur’an-ı Kerim’i öğretti. İlk öğrettiği şey Ayet-el Kürsüydü.
Sen bana Allah’ın emanetisin diyordu. Ne diyebilirim ki o benim annem. Ne kadar artist de olsa, o benim evde gecelikle oturan, benim okuldan gelmemi bekleyen bir anneydi yani. Dua öğreten, dua okuyan. İstediği kadar sanatçı olsun. O bir anneydi benim için o yüzden Allah nur içinde yatırsın” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı (DHA)
Kaynak: www.ensonhaber.com