74. Uluslararası Berlin Film Festivali’nde (Berlinale) “en iyi belgesel” ödülünü kazanan “Başka Ülke Yok” adlı belgesel filmin İsrailli yönetmeni Yuval Abraham, bir grup sağcı İsraillinin ailesinin evine gelip kendisini tehdit ettiğini söyledi.
AA & Ensonhaber
İsrail’in Filistinlilere yönelik yıllardır sürdürdüğü katliam, işgal ve sürgün politikası, son olarak Hamas’ın 7 Ekim 2023’te düzenlediği Aksa Tufanı ile zirveye çıktı.
Gazze’de 30 binden fazla sivili katleden, 2 milyona yakın insanı da Mısır sınırındaki Refah’ta sıkıştıran İsrail’e kendi toplumunda da tepkiler giderek artıyor.
Filistin işgalini eleştiren belgesel filmiyle ödül aldı
İsrailli yönetmen Yuval Abraham, işgal altındaki Filistin topraklarında yaşanan şiddeti konu alan ve 74. Uluslararası Berlin Film Festivali’nde “en iyi belgesel” ödülünü kazanan “Başka Ülke Yok” adlı belgesel filmin yönetmeni olarak tanınıyor. Ancak Abraham, son zamanlarda ailesinin evine sağcı bir İsrailli grubun gelip kendisini tehdit ettiğini açıkladı.
“İsrailli çete, ailemi tehdit etti”
Abraham, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Berlinale’deki konuşmasının ardından kendisi ve ailesine yönelik tehditlere ilişkin bilgi verdi.
İsrailli yönetmen, “Dün sağcı bir İsrailli çete, beni aramak için ailemin evine geldi ve gece yarısı başka bir kasabaya gitmek zorunda kalan aile üyelerimi tehdit etti.” ifadelerini kullandı.
Hala ölüm tehditleri aldığını ve İsrail’e dönüş uçuşunu iptal etmek zorunda kaldığını belirten Abraham, Berlinale’de yaptığı konuşmada “apartheid’e son verilmesi çağrısı” yaptığını ve bu nedenle İsrail medyası ve Alman siyasetçileri tarafından “antisemitik” olarak suçlandığını dile getirdi. Ayrıca Abraham, Almanların antisemitizmi sadece İsrail karşıtı Filistinlileri susturmakla kalmadığını, aynı zamanda İsrailli esirlerin serbest bırakılmasına ve Gazze’deki şiddetin sona erdirilmesine destek veren İsraillileri de susturmak için kötüye kullandığını ve böylece tüm dünya Yahudilerini tehlikeye attığını belirtti.
“Büyüannem ve büyükbabam Nazi politikalarının kurbanı”
Büyükannesinin Libya’daki bir toplama kampında dünyaya geldiğini ve büyükbabasının aile fertlerinin çoğunun Holokost sırasında Almanlar tarafından öldürüldüğünü aktaran Abraham, Alman politikacıların antisemitizim terimini “ailesini tehlikeye atacak biçimde kendisine karşı silah olarak kullanma cüretini göstermelerine” öfkelendiğini belirtti.
“Aramızdaki bu eşitsizlik sona ermeli”
Abraham, söz konusu davranışların Masafer Yatta bölgesinde işgal altında yaşayan, filmin yardımcı yönetmeni Filistinli Basel Adra’yı daha çok tehlikeye attığını kaydetti.
25 Şubat’ta ödül törenindeki konuşmasında Abraham,
Ben İsrailliyim, filmin yardımcı yönetmeni Basel Adra ise Filistinli ve sadece iki gün sonra aynı olmadığımız bir ülkeye döneceğiz. Ben sivil düzen altında yaşıyorum, Basel ise askeri düzende. Birbirimize sadece 30 dakika uzaklıktayız. Benim oy kullanma hakkım var, onun yok; benim bu ülkede özgürce hareket etmeme izin veriliyor, Basel ise milyonlarca Filistinli gibi kilit altında ve işgal altındaki Batı Şeria’da. Aramızdaki bu eşitsizlik sona ermeli.
ifadelerini kullanmıştı.
Kaynak: www.ensonhaber.com